Clicky

İstişare Kültürü

Şevket Çetinkaya

Sen kim olursan ol!.. Bir değişik

zaviyeden (açıdan) bakmaya,

görmeye ihtiyacın var.

Kuş Sütü

İstişare; herhangi bir konuda birilerine danışmak, fikir almak, görüş alışverişinde bulunmak manasına gelmektedir.

Rabbimiz “işler hakkında onlarla müşavere et”[1] ayet-i kerimesiyle Efendimize (A.S.) istişareyi emretmiştir. Efendimiz (A.S.) da peygamber olmasına ve insanlığın en mükemmeli olmasına rağmen vahiy dışında birçok meselede (Bedir’de, Uhud’da, Hendek’te, ifk hadisesinde, namaza davette…) ashabıyla istişare ederek ümmetine örnek olmuştur. Dolayısıyla istişarede niyetle sünnete ittiba edilmiş de olur.

İstişare gerçekten gerekli ve önemli midir? Konu ister dini bir mesele, ister şahsi ya da ticari olsun, basit ya da hassas olsun, her ne olursa olsun istişare etmek fevkalade ehemmiyetlidir. Çünkü ancak bu sayede başkalarının bilgi, düşünce ve tecrübelerinden istifade edilebilir. Böylece daha isabetli karar verme imkânına sahip oluruz. Ayrıca istişarede konu ve şahıs tahdidi yoktur. Herkes, her grup, her şirket… Vb. her konuda istişare yapabilir. İstişareden beklenen faydanın elde edilebilmesi için bir takım prensiplere riayet edilmesi gerekmektedir. Bunları kısaca şöylece belirtebiliriz.

İstişare edilecek kişi açısından;

İstişare edilecek kişinin öncelikle o konuda uzman veya bilgi sahibi olmasını tercih edeceğiz. Böyle birine ulaşamazsak salih, samimi ve güvenilir biriyle de istişare edebiliriz. Eğer böyle biri de yoksa ne yapacağız? İstişareden vaz mı geçeceğiz? Hayır. Hiç istişare etmemektense herhangi biri ile istişare etmek daha faydalıdır. Yanlış hatırlamıyorsam hocamız Ahmed İhsan Genç’ten duymuştum: “O esnada hiç kimseyi bulamasak bir meczupla ya da bir çocukla bile olsa muhakkak istişare etmeliyiz.” Bu doğru. Çünkü bizim sabit, kilitlenmiş bakış açımızı değiştirecek, hadiseyi başka pencerelerden de görmemizi sağlayacak şey istişare yani bir başkasının bakış açısıdır.

İstişare eden açısından;

İstişare için niyetlenen şahıs samimi olmalı. İstişare eder gibi görünmemeli. Kendi sabit fikrini tasdik ettirmeye çalışmamalı

Yönlendirme olmamalı. Konu net ve tek olmalı

Ben böyle düşünüyorum, sence nasıl?” demek yerine “böyle bir konu var, senin fikrin nedir?” şeklinde bahsetmeli.

Konunun dallanıp budaklanmasına izin vermeden istişare edilen konuda sabit kalınmalı.

İstişare edilen açısından;

Kendisiyle istişare edilen şahıs muhatabını dikkatle dinlemeli. Anlatılan ve bilgi beklenen hususu etraflıca kavramalı

Konuyu başka olay ve şahıslarla ilişkilendirmeden görüşlerini iletmeli

Samimi olmalı

Berrak bir şekilde fikrini beyan ettikten sonra fikrinin kabulüne karışmamalı ve ısrarcı olmamalı.

İstişare körlüğü

Genellikle şirketlerde, siyasi partilerde, derneklerde veya farklı başka topluluklarda en çok rastlanan istişare hatasıdır. Bir örnekle şöyle açıklayabiliriz: Bir şirkette 5 kişilik bir yönetim kurulu olsun. Bir konuda istişare ederken içlerinden biri görüşünü beyan ediyor. Diğerleri de “evet ben de tam böyle düşünüyordum” diyorlar. Sonuçta o görüş kabul görüyor. Fakat görüş isabetsiz ve zarar veriyor. Çünkü istişareye katılan herkes aynı verilerle hareket ediyor, aynı yerden bakıyor, dolayısıyla aynı şeyleri görüyor. İstişarenin temel mantığına ters olan farklı bakış açılarının olmamasından kaynaklanan bu verimsiz istişareye ben “istişare körlüğü” diyorum.

İstişare çürümesi

Bu kavramı kısaca gereğinden fazla istişare olarak açıklayabiliriz. Argo tabirle istişarenin sulandırılması diyebiliriz.

Yine bir şirketten örnek verelim. Diyelim ki şirkete bir ilave oda yapılacak. Yönetim toplanıyor. Konu; “zemin ne olsun?” Birisi parke diyor, bir diğeri marley, ötekisi mermer… Vb. Çalışalım yarın toplanalım diye karar alıyorlar. Toplantıda parke ne renk olsun, koyu mu olsun, açık mı olsun, kalitesi ne olsun… vb. Tekrar çalışalım, yarın toplanalım diyorlar. Tekrar toplantı!

Maliyetler, kaliteler… Vs. Yarın toplanıp karar verelim oluyor. Karar toplantısında tam karar verilecekken içlerinden birisi “benim amcaoğlu bu işi yapıyor, ondan da bir fiyat alalım” demesin mi? Tamam, yarın toplanıp karar alalım diyorlar. Böylece toplantılar karara varmadan sürüp gidiyor… Genelde bir kaç kişinin katıldığı istişarelerde çok değişik saiklerle herkes konuşmak ister. “Ben de bir şeyler biliyorum”, “benim de fikrim var”, “benim de görüş belirtmem lazım” gibi… Yöneticinin burada çok dikkatli davranıp insiyatif alıp çürümeye fırsat vermeden istişareyi karara götürmesi gerekiyor.

Bu kısa yazıda umarım istişarenin önemine dikkatleri çekmiş olurum. Adetleri ibadete çevirmek eğitimi almış hüşyar ruhlar, arabada giderken yanında oturan arkadaşına “hangi yoldan gitsek acaba” diyerek gideceği yolu bile istişare ederek hem inşallah sünnet sevabını cebine koyar, hem de istişare kültürünü içselleştirmeye bir adım daha atmış olur. Rabbim bizleri kardeşlerimizin engin müktesebatlarıyla ve maneviyatlarıyla ufkumuzu açan istişarelerinden mahrum bırakmasın.


[1] (Al-i İmran Suresi,159)”

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir