İnsan aynı anda sadece tek bir iş yapabilir, tek bir konu üzerinde düşünebilir. Birkaç işi bir arada yapmaya çalıştığında oldukça zorlanır. Aciz bir varlıktır insan. İhtiyaçları kümesi ise hayalinin uzanabileceği yere kadar geniştir. Hem kendisi hem de diğer varlıklar ile ilgili birçok vazifeleri de vardır. Bu nedenle insan hakiki bir kuvvet sahibinin yardımına her daim muhtaçtır.
Rabbimizin Kadir ismi, istediği her şeyi yapmaya gücü yeten manasına gelir. Rabbimizin kudreti mutlak olduğundan esasında O’nun için zor olan hiçbir şey de yoktur. Adil ismi ise O’nun her şeyi belirli bir ölçü ve denge üzere yaptığını hatırlatır.
İnsan, cüz’i iradesiyle gerçekleştirdiği eylemlerde çok zayıf ve aciz olduğu halde vücudunda iradesi dışında meydana gelen fiillerde muazzam kudret tecellileri görünür. Örneğin insanın kanındaki birçok maddenin konsantrasyonunun çok dar bir aralıkta tutulması gerekir. Bunun sağlanabilmesi için de çok sayıda sistemin sağlıklı bir şekilde çalışmasına ihtiyaç vardır.
Bu maddelerden biri üzerinde tefekkür edelim. Potasyum iyonu, vücudumuzdaki ve kalp ve bağırsak gibi organlarımızdaki kasların kasılıp gevşeyebilmesi konusunda hayati bir öneme sahiptir. Bunun için kanımızdaki potasyum konsantrasyonunun 3,5 – 5 mEq/L gibi oldukça dar bir aralıkta tutulması gerekir. Bu aralığın altındaki ve üstündeki seviyelerde kalp ritminin bozulması ve kalp durması gibi ciddi problemler ortaya çıkabilir, bununla beraber diğer kaslarımız da görevlerini yapamayabilir. Buna karşılık hücrelerin içindeki sıvıdaki potasyum konsantrasyonu 140 – 150 mEq/L gibi bir aralıkta tutulur. Hücrelerin içi ve dışı arasındaki bu büyük konsantrasyon farkı nedeniyle potasyumun normalde hızla hücreden dışarı çıkması ve sonuçta iki taraftaki konsantrasyonun eşitlenmesi gerekirdi. Fakat hücre zarındaki bazı özel yapılar, hücre içi ve dışı arasındaki potasyum geçişini sürekli olarak kontrol edip düzenleyerek bu dengenin ve farkın korunmasını sağlarlar. Üstelik vücudumuzda bütün hücrelerde bu sistem düzgün bir şekilde çalışır.
Potasyum dengesinin korunabilmesi için, tükettiğimiz gıdalardaki potasyumun ihtiyaç ölçüsünde vücuda alınması ve fazla olan kısmının da vücudumuzdan dışarı atılması lazımdır. Bu nedenle potasyum iyonunun emilimi de atılımı da birçok farklı mekanizma ile kontrol altında tutulur. Bu konuda böbrekler, böbrek üstü bezleri ve bağırsakların görevleri vardır. Bir şeyler yiyip içerken ne kadar potasyum tükettiğimizi hesaplamayız. Eğer mükemmel bir şekilde çalışan bu sistemler vücudumuzda bulunmasaydı hayatımızın devam edebilmesi için gıda tüketirken sürekli ince hesaplamalar ve hassas tartılarla ölçümler yapmamız gerekecekti. Bu ise takatimizin çok üzerinde bir yük olacaktı.
Çeşitli hastalıklar nedeniyle potasyum dengesi bozulduğunda ilaç tedavisi ve diyaliz makineleri ile kandaki maddelerin dengelenmesine ihtiyaç duyulur. Fakat bu durumlarda bile potasyum dengesinin muhafaza edilmesi için vücudumuzdaki sistemlerin etkileri öncelikli role sahiptir.
Vücudumuzdaki daha birçok madde böyle hassas bir şekilde dengede tutulur. Bunları düşündüğümüzde tüm bu dengeleri sürekli olarak sağlamak ve sürdürmenin bilgi ve kuvvetimizin ne kadar üzerinde olduğunu biraz olsun anlayabiliriz. Neticede irademizle yaptığımız işlerle irademiz dışında vücudumuzda meydana gelen faaliyetleri kıyasladığımızda Rabbimizin kudretinin, adaletinin, ilminin, hikmetinin ne kadar üstün ve mükemmel olduğunu bir nebze idrak edebiliriz.
İki şeriatla ism-i zahir, ism-i batın dengesinde tutuluyorum.. risksiz, güzel bir hayat yaşıyorum.. namütenahi hamd ederim..
Kuş Sütü