Psikoloji

Çocuklarla Temâşâ Olmak

Paylaş:

     Etimolojiye baktığımızda; Arapça mşw/mşy kökünden gelmiş tamāşā تماشاء  “gezinti, seyran” sözcüğünden alıntılanmış. Arapça maşā “yürüdü” fiilinin tefā’ul vezni (VI) masdarı. Türkçedeki ikincil anlamına baktığımızda ise seyir/seyran gurubundan analoji yoluyla türemiş olduğu görülmektedir.

     Peki, çocuklarımızla nasıl temâşâ olabiliriz?

     İşe onun baktığı pencereden bakmakla başlayıp, onun yola tamāşā olmasına yarenlik etmeliyiz. Bunun için aynalama yönteminin önemi büyüktür. Aynalama sayesinde çocuklarımız, hangi duygu durumunda olduklarını ebeveyninin desteğiyle tanımlamış olur. Evladımızın öfkeli bir anını düşünelim. Öfkesine öfkeyle karşılık verip davranışını söndürmek, çocuktaki öfke duygusunun bastırılmasına sebep olur. Bastırılan öfke çocuğun duygusal gelişimini etkiler ve olumsuz öfke duygusuyla baş etme becerilerini geliştiremez. Anlaşılamayan öfkenin ise saldırgan davranışlara dönüşmesi muhtemeldir. Öfkelenen çocuğumuza ise etkin dinleme ile yaklaşıp onu anladığınızı iliklerine kadar hissettirmelisiniz.

     Etkin dinlemeyi nasıl yapmalıyız?

     Öfke duygusundan ilerlemeye devam edelim. Öfkelenen çocuğumuz sinirle bize bir şeyler anlatmaya başladığı andan itibaren elimizdeki işleri, telefon, tv vb. araçları bırakıp tüm benliğimizle ona yönelmeliyiz. Gözlerinin içine bakarak son cümlesini tamamlayana kadar onu dinlemeli, kafa sallamak, hı hı, anladım gibi mini cümlelerle, mimiklerle ve jestlerle sinyaller vererek dinlediğimizi ve anladığımızı desteklemeliyiz. Araya girip “sende şöyle deseydin ya”, “senin elin armut mu topladı, sen neden böyle yapmadın” gibi cümlelerle lafa girip müdahale ettiğinizde sadece çocuğunuzun bir sonraki sefere size bir şey anlatmasına isteksiz olmasını sağlamış olursunuz. 

Bir olay sonucu yaşadığı olumsuz duyguyu tanımlayıp ve onun üzerine çözüm üreten çocuğun problem çözme becerisi yüksek olur. Bu durumda ne düşüneceğini değil, nasıl düşüneceğini öğrenmiş olur.

     Çocuğunuzun konuşması bittikten sonra, sizin kendi duygu ve düşüncelerinizi değil çocuğun duygu ve düşüncelerini çocuğa aynalamalısınız. Arkadaşına sinirlenip öfkelenen bir çocuğa, “Öfkeli görüyorum seni.’ , “Arkadaşınla yaşadığın bu durum seni bir hayli öfkelendirmiş görünüyor.” gibi cümlelerle yaşadığı duygunun öfke olduğunu fark etmesini ve tanımlamasını sağlamalısınız. Sonrasında ise onun bu tamāşā yolculuğunda ona yarenlik etmeye başlamalısınız. Bu öfke duygusunu nasıl ortadan kaldırabilir, bunun için neler yapabilir, hangi yollara başvurabilir, ona en iyi ne gelir, öfke yaşatan bu olayı nasıl düzeltebilir, bunların münazarası yapılmalıdır. Bu durumda çocuk kendi öfkesiyle nasıl başa çıkabileceği hakkında çözümler üretmiş olur ve deneme yanılma yoluyla münazaradan ortaya çıkan fikirleri deneyerek öfkesiyle nasıl baş edeceğini ve yaşadığı olayın toparlanması adına bir çözüm bulur. Münazarada çözüm üretemeyen çocuklarımız elbette olacaktır. O zaman kendimizden örnekler vererek onun ufkunu açma yöntemine gidebiliriz. Kendi öfke anımızda neler yaparak kendimizi daha iyi nasıl hissettiğimizden bahsedebiliriz.

   İşin özü; yola tamāşā olan çocuklarımıza rehberlik edip, çözüm önerileri üretmesini sağlamamızdır. Bir olay sonucu yaşadığı olumsuz duyguyu tanımlayıp ve onun üzerine çözüm üreten çocuğun problem çözme becerisi yüksek olur. Bu durumda ne düşüneceğini değil, nasıl düşüneceğini öğrenmiş olur. Zaman ilerledikçe de bu çocuklar rehbere gerek dahi duymadan tek başlarına birden fazla çözüm yolu üretirler ve esas tekāmül yolculukları o zaman yola tamāşā olarak, daha iyi bakarak, farklı gözle görerek, ayrıntıyı gözleyerek, seyre başlamış olur.