Clicky

Ramazan Risalesinden Bir Bölüm

Ramazan’ın sıyâmı, dünyada âhiret için ziraat ve ticaret etmeye gelen nev-i insanın kazancına baktığı cihetteki çok hikmetlerinden bir hikmeti şudur ki:

Ramazan-ı Şerifte sevab-ı a’mâl, bire bindir. Kur’ân-ı Hakîmin, nass-ı hadisle, herbir harfinin on sevabı var[1]; on hasene sayılır, on meyve-i Cennet getirir. Ramazan-ı Şerifte herbir harfin on değil, bin; ve Âyetü’l-Kürsî gibi âyetlerin herbir harfi binler; ve Ramazan-ı Şerifin Cumalarında daha ziyadedir.[2] Ve Leyle-i Kadirde otuz bin hasene sayılır.[3]  Evet, herbir harfi otuz bin bâki meyveler veren Kur’ân-ı Hakîm, öyle bir nuranî şecere-i tûbâ hükmüne geçiyor ki, milyonlarla o bâki meyveleri Ramazan-ı Şerifte mü’minlere kazandırır. İşte, gel, bu kudsî, ebedî, kârlı ticarete bak, seyret ve düşün ki, bu hurufâtın kıymetini takdir etmeyenler ne derece hadsiz bir hasârette olduğunu anla.

İşte, Ramazan-ı Şerif adeta bir âhiret ticareti için gayet kârlı bir meşher, bir pazardır. Ve uhrevî hasılat için gayet münbit bir zemindir. Ve neşvünemâ-i a’mâl için, bahardaki mâ-i Nisandır. Saltanat-ı rububiyet-i İlâhiyeye karşı ubûdiyet-i beşeriyenin resmigeçit yapmasına en parlak, kudsî bir bayram hükmündedir. Ve öyle olduğundan, yemek içmek gibi nefsin gafletle hayvanî hâcâtına ve mâlâyâni ve hevâperestâne müştehiyâta girmemek için, oruçla mükellef olmuş. Güya muvakkaten hayvaniyetten çıkıp melekiyet vaziyetine veyahut âhiret ticaretine girdiği için, dünyevî hâcâtını muvakkaten bırakmakla, uhrevî bir adam ve tecessüden tezahür etmiş bir ruh vaziyetine girerek, savmı ile Samediyete bir nevi âyinedarlık etmektir.

SÖZLÜK

sıyâm: oruç

nev-i insan: insan türü

sevab-ı a’mâl: amellerin sevapları

şecere-i tûbâ: Tuğba ağacı.

hurufât: Harfler

hasâret: zarar

neşvünemâ-i a’mâl: amellerin yeşermesi, büyümesi

hayvanî hâcâtına: hayvanî ihtiyaçlarına

mâlâyâni: anlamsız, faydasız

hevâperestâne müştehiyâta: nefsin peşinde koştuğu zevkler

saltanat-ı rububiyet-i İlâhiyeye: Allah’ın Rabliğine ait Saltanatı

tecessüd: cesetleşme

ubûdiyet-i beşeriye: insanın ibadet hayatı, kulluğu

Samediyet: Allah’ın (cc) hiçbir şeye ihtiyacı olmaması, herşeyin O’na muhtaç olmasıa


[1] Tirmizî, Fezâilü’l-Kur’ân, 16; Mecmeu’z-Zevâid, 7:163.

[2] Deylemî, Müsnedü’l-Firdevs, 3:130.

[3] bk. Kadr Sûresi, 97:3.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir