Clicky

Cennet Bahçesi

Kardeşlerim hususî âlemimde birer çiçek…

Yok yok! Birer meyveli ağaç…

Yok yok! Birer zengin bahçe…

Yok yok! Birer dünyalık cennet… Yok yok!

Ebedî cennetten saadetli birer köşe gibidir.

Belki de onlarla cennetteyim.

Kuş Sütü / Ahmed ihsan genç

Sanki bütün dünyanın yüklerini üzerimde taşımışçasına yorgun ve bitkin geldim. Birikmiş dertlerimi kapıda bırakıp girdim içeri. Yine gülen yüzler sımsıcak karşıladı beni. Herkes menfi yönlerini dışarda bırakmış, bütün iyi halleriyle burada bulunuyor sanki. İşte huzur ve güven. Tam manasıyla kendim olabildiğim, kimsenin beni sorgulamadığı, eksiğimle ve yanlışlarımla kabul edildiğim sığınma odası. Ben buraya “Cennet Bahçesi” diyorum.

Nasıl bir yer burası diye merak edenler için biraz anlatmaya çalışayım.

İnsanın bütün letaiflerini ayrı ayrı harekete geçirmesine olanak sağlayan bir medrese sanki. En uzun yolculuk insanın içine yaptığı yolculuktur. Bu yolculukta bir el kitabı ve bir rehber olması çok büyük avantaj. Hele bir de yanınızda sizinle aynı yöne gitmeyi arzulayan yoldaşlarınız varsa. Duygularını, hislerini ve isteklerini anlamaya çalışan, nefsiyle mücadelesinde mesafe kat eden samimi dostlar…

Derken bir kitap açılıyor. Her hafta sanki ayarlanmış gibi başka bir yaraya merhem kıvamında konular okunuyor, müzakere ediliyor.

Bu ortama yabancı insanlar için mübalağa farz edilebilecek bu tarif, ancak içinde bulununca anlaşılabilen bir tılsım gibi birden sizi sarıyor ve içine alıyor.

Haydi, herkes sofraya denilip Besmeleyle başlanıyor yemeğe. Menüde ne mi var? Allah ne verdiyse. O günkü aşçı kardeşimizin içinden ve elinden ne geldiyse… Yemeğin cinsi, şekli ve malzemesinden ziyade, içindeki ihlas ve bereket veriyor lezzetini. Farklı statü, farklı görüş ve düşünceden onlarca insan aynı sofraya diz çöküp oturarak eşitliyor dünyalık sıfatlarını. Bereketle çoğalıyor, herkes doyuyor ve artıyor. Ve tabii ki çay faslı…

Derken bir kitap açılıyor. Her hafta sanki ayarlanmış gibi başka bir yaraya merhem kıvamında konular okunuyor, müzakere ediliyor. Ahiret ve dünya hayatına dair sırlar keşfedilmeye çalışılıp yepyeni ufuklar açılıyor, gönüller inşirah buluyor. Dışardan bakınca dört-beş kanepe, birkaç minder ve kütüphane. Etrafta çokta farklı bir şey yok. Her hafta aynı şeylerin yapıldığı bu mekâna neden insanlar koşa koşa geliyor?

Benim nazarımdan bunun tarifi hakiki dostluk. Allah rızası için kurulan ve ebediyete uzanan gerçek kardeşlikler…

Tam başlangıcını bilemiyorum ama galiba 16-17 senedir geliyorum. Hayatımda ne değişti diye düşününce; burada aldığımız maddi-manevi derslerle bakış açımız değişiyor, niyetler hâlisleşiyor. Hadiselerin ve eşyanın görünen ve görünmeyen manalarını anlamaya çalışıyorum. Hepsinin anahtarı burada…

Bu eğitimi veren başka bir yer var mıdır acaba?

Yediden yetmişe her yaştan talebelerin olduğu, enerjilerini, bilgi, birikim ve deneyimlerini birbirine aktardığı bir mektep. En donanımlı eğitimcilerin bile hayalini kuracağı gerçek bir hayat üniversitesi.

Bu kapıya gelen ve sebat eden hiç kimsenin eli boş döneceğini düşünmüyorum. Burası Cennet Bahçesi Burada herkese yer var. Geç kalmadan gelin ve gerçek dostluğu ve kardeşliği tadın…

Emre Kaya

Bu kapıya gelen ve sebat eden hiç kimsenin eli boş döneceğini düşünmüyorum. Burası Cennet Bahçesi Burada herkese yer var. Geç kalmadan gelin ve gerçek dostluğu ve kardeşliği tadın…

One thought on “Cennet Bahçesi

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir