Her şey bu âlemde görünür olabilmek, anlaşılabilmek ve mevcut olduğunu ispat etmek için “kader”e müracaat edip ondan bir “miktar” talep eder. Kader de bütün bu taleplere “sünnetullah” dairesinde cevap verir.
Hadiseler de başıboş, anlamsız ve tesadüf olmadıklarını göstermek için kaderden “fetva” isterler.
HADİSELERİ ÖLÇME BİRİMİ: KADER
Günlük hayatımızda kullandığımız ölçü aletleri ve ölçü birimleri vardır. O kadar yaygın kullanırız ki adeta onlarsız hareket dahi edemeyiz. Misal olarak, gıda ihtiyacımızı karşılamak için bir markete gidelim. Göreceğiz ki bütün ürünler üzerinde ne miktarda oldukları, içerisinde neler olduğu, üretim ve son kullanma tarihleri gibi o ürün hakkında bütün bilgileri içeren bir görselle karşılaşırız. Sonra kıyafet mağazasına gidelim. Kıyafetlerin üzerinde hangi marka olduğu, hangi beden olduğu ve hangi iplikten yapıldığı gibi bilgiler yazıldığını görürüz. Bir eczaneye de girelim ve bir ağrı kesici alalım. İçindeki prospektüsü okuyalım. İlacın etken maddesinden başlayıp, hangi hastalık için kullanıldığı, yan etkileri, kullanım dozu, saklama koşulları vb. bilgileri açık ve detaylı bir şekilde açıklandığını, ilacın kutusunda ise firma logosu, ismi ve adresi, üretim ve son kullanım tarihi, ilacın ruhsat ve izin tarihi, ilacın ismi dikkat çekici bir şekilde yazıldığını görmekteyiz.
Ticari hayatımız neredeyse tamamıyla ölçüm üzerine kurulmuştur. Sağlık hayatımız ölçüm olmazsa hastalıkları teşhis ve tedavisinde aciz kalmakta, adalet dairemiz kanun ölçülerini kullanmazsa haksızlıklara sebep olmaktadır. İmar dairesi ölçüm değerleri olmadan hiçbir yapıya izin vermemektedir.
İşte insanlığın bütün yaşam dairelerinde ölçüler bu kadar ehemmiyetli olur da, insanın manevi hayatını tanzim eden maddi ve manevi hadiseler bir ölçüye tabi olmaz mı?
Yaşam sağlığımız ve güvenliğimiz için maddi âlemde bu kadar dikkat edilip takip edilen bu mesele, hadiseler âlemi olarak isimlendirebileceğimiz enfüsi ve afaki olarak yaşadığımız bütün olayların doğru bir şekilde ölçülüp anlamlandırılması hususunda da gerekmez mi?
Her hadisenin üzerinde yapıştırılmış manevi etiketlerin okunabilmesi ve anlaşılabilmesi için o âlemin dilini ve üslubunu öğrenmeli, o âlemde kullanılan ölçüm aletlerini ve ölçü birimlerini bilmemiz gerekmektedir. Bu hususta en büyük ve en önemli kaynak başta KUR’AN-I KERİM ile Efendimiz (s.a.v.)’in “HADİS-İ ŞERİFLERİ”dir. Ölçümlerin nasıl yapılacağına dair kurallar, kaideler, düsturlar, ikazlar, ihtarlar, işaretler, remizler, nükteler, uyarılar bütünüyle bu kutsi kaynaklarda mevcuttur.
ÖLÇÜMLER MANZUMESİ RİSALE-İ NUR
Bu asırda Bediüzzaman Hazretleri en önemli hadiselerde ölçü ve değerlendirmeler yapmıştır. Okunması gereken bütün etiketlerin ismine kısaca MEKTUBAT-I SAMEDANİYE demiş ve bu asrın fehmine uygun olarak Risale-i Nurlarda paylaşmıştır. Risale-i Nura göre enfüsi ve afaki bütün hadiseler okunmayı bekleyen bir mektuptur. Her bir mektup hem ders verir hem de diğer mektupların okunması adına ölçüler öğretir. Risalelerdeki en önemli ölçü birimi “KADER”dir. Kader büyüteci ile hadiselerin satır araları, noktalama işaretleri daha iyi anlaşılmaktadır. “Kaderin fetva vermesi” cümlesi Risale-i Nurun bu zamana kazandırdığı, birçok hadisenin anlaşılmasında bir ölçüm tekniğidir. Bu mevzuyu daha iyi anlamak için Bediüzzaman Hazretlerinin Birinci Harb-i Umumiyi kader cihetinden nasıl ölçtüğünü Risale-i Nurdan bakabiliriz.
Elhasıl elimizdeki kaynaklar hassas ölçümler yapmaya müsait olduğu halde gramla tartılacak bir meseleyi kiloyla tartmak, kiloyla tartılacak bir meseleyi metreyle ölçmek gibi dehşet verici hatalara düşmemek için ölçü ayarlarımızı sürekli kontrol etmeli, kutsi hakikatler ile kalibrasyonu ihmal etmemeliyiz.