Clicky

Kardeşliğimiz Aynasında Zuhur Eden Güzellik

Bismillahirrahmanirrahim.

Mahza güzel olan bir Sahibimiz, Seyyidimiz (c.c) var. O seyyidimizin güzelliklerini gösteren sınırsız tecelliyat ayineleri var. Bu sohbetimizde kardeşliğimiz ayinesinden akseden şaşaalı, nurani, ihtişamlı güzelliği bir parça göstermeye çalışacağız. Rabb’imiz inayet ve tevfik buyursun…

Herkesin bir ailesi, dünyaya gelmesine vesile olan bir annesi-babası var. Çoklarımızın kardeşleri var. Yine büyük kısmımızın da  büyükbaba-büyükannelerini ömürlerinde görmüşlükleri vardır.

Bu nasıl bir rahmettir ki bizi bir başımıza bırakmamış, valideynimizin şefkatli kollarına tevdi etmiş, yetmemiş amca, teyze, dayı, halayı yeğen sevgisiyle kalplerini donatarak imdada göndermiş, yetmemiş torun sevgisini lütfederek büyük valideynimizi itmama koşturmuştur. Rahmetinden çağlayan, sinelerden sinelere akan kurumayan eksilmeyen sevgi nehirleridir dört bir yanımızda gördüğümüz.

Aynen öyle de Rahmanirrahim Rabb’imiz mümin kullarını bir ayetinde “birbirlerine hakkı ve sabrı tavsiye edenler” olarak tavsif ederken diğer bir ayet-i kerimesinde “birbirlerine merhameti ve hakkı tavsiye ederler” buyurmaktadır.

Bizler her ne vakit kardeşlerimize nazar etsek aynı zamanda şefkat ve muhabbetin içimizde çağladığını görüveririz. Kalplerimiz yatağında kesintisiz akıtılan gaybi nehirlerdir. Merhamet şanından olan Rabb’imiz tarafından hissediveririz.

Bir diğer söyleyişle kardeşliğimiz sermayesi merhamet ve sevgi olarak kalbimizin cebine dercedilmiştir o merhametli Rabb’imiz tarafından. O’nun (c.c.) merhametinin güzelliğindendir ki bizleri birbirimize merhametli kılmış. Uzanan kardeş kollarıyla sevgi ve şefkatin kucağına çekilmişizdir. Öyleyse kardeşliğimiz çok büyük bir ayinedir diyebiliriz. Bu ayine de gözüken güzellik te Sahibimizin (c.c) sevgisinin ve şefkatinin güzelliğinden başkaca bir şey değildir. Bir ayineden de binler ayineden de yüzbinler müminler kardeşliği ayinesinden de akseden hep O güzelliktir…

Hatırlarsınız on birinci sözde sergilenen o sofraların, o antika sanatların Sahib-i Sanatkarı olan Ezel Ebed Sultanından yüz çevirip hayvan gibi yiyip içip nefis uykuna yatan güruh-u gafilîni… Ve yine kardeşlerim hatırlayın ene risalesinde miri malını gasbeden Nefs-i Kafiri…

Şimdi dönün kendi nefsinize… Kardeşlerim neyi kimden kaçırıp da gasbedebiliriz? Her neye malik isek hep merhametli ve Mün’im Sahibimizin vergisi değil midir?

Bir bahar resm-i geçitinde süslenerek yerini alan yüzbinler ağaç, yüzbinler mahlûkat misli kardeşliğimiz baharında formalarımızı giyerek yerimizi almak için neyi bekliyoruz? Her asır yüzbinler müminler kardeşliklerinin resm-i geçitinde sırmaları-nişanlarıyla taburları- bölükleriyle geçtiler.

Hayalini yanına al öyleyse… Efendimiz’in (a.s.m) hemen arkasında ashab-ı güzini bulacaksın. Sonra tabiin asırlarını… Sonra sonra… Gele gele asr-ı hazıra geleceksin. Merhametini kuşanarak, mümin kardeşine sevgini hoşgörünü, hilmini, himayetini, kardeşinin şerefini şerefin bilişini, izzeti ile izzetlenişini, ferahı ile ferahlanışını, meziyetleri ile iftihar edişini, kusuratını ve ayıplarını örtüşünü yanına alıp da Sultan-ı Kâinat Rabb’imize “iyyake na’budu ve İyyake nestain” demek en büyük gaye-i hayalimiz olsa çokça yakışmaz mı öyleyse bizlere?

Kardeşlerim! Rabb’imizin merhametinden kalplerimize merhamet, sevgisinden kalplerimize sevgi akmıştır. Verdiği-ihsan ettiği kendi güzelliğidir.

Kardeşliğimiz aynasında gördüğümüz de yalnız bu güzelliktir. Gâsıp (gasp edici) nazarlardan Rabb’imize sığınırız… O vermeseydi ben ne yapardım? Öyleyse kardeşime minnet koyamam. “Sen benim hoşgörümü hak etmiyorsun… Sana olan sevgime layık olamadın. Ben sana şu iyilikleri yaptım sen böyle mi mukabele edecektin!” gibi yakışıksız, çirkin sıralayabiliriz serzenişlerimizi… Ve en mühim kısma geldik şimdi burada… Kardeşliğimiz ve lazımeleri olan sevgi, şefkat ve kardeşimize iyiliğimiz Rahmani… Diğer bütün kızma, alınma, hele hele affetmeyip küsme, haset, kin, gibi kardeşliğimizi alt-üst eden ihtilalci hissiyatımız da nefsani ve şeytanidir.

Bir Mevhibe-i Rahmani suretinde sana ihsan edilen kardeşlik ayineni nefsinin bulaşıklığı ile çirkinleştirmeye ne hakkın ne de ruhsatın var. Ayinende bunca güzelliği sergileyebilecek ve işin sonunda Rabb’inin hoşuna gidecek bir vaziyet almak varken gel yazık edip kendine güzeli çirkinleştirme… Çirkinleşip de ayineni çirkaba düşürme…

Yürüyüşün kardeşlerinle Rabb’imizin rızasınadır.

Kardeşliğimiz ayinesinde görülen güzellikte diğer bütün cemallerde olduğu gibi Mahza Rabb’imizindir. Sana ihsan edilen güzelliği kaybetmekten kork! Şükür ile ziyadeleşmesine gayret et.

Bu aciz kardeşiniz kalbine ve aklına gelen manaları Rabb’imizin lütfuyla buğusu üzerinde kardeşlerine takdime niyet etti. Kardeşliğimiz baharında her bir kardeşim kendi enfüsi letaifiyle binler gülistan hediye ediyor kardeşlerine… Her biri birbirinden değerli bütün ağabeylerim, kardeşlerim, Rahmetli Ağabey’im ve Üstad’ım. İyi ki sizleri tanımışım, iyi ki Rabb’im karşıma çıkarmış. İyi ki sizlere bu kulunu tabi kılmış. Sizlerle mesutum, bahtiyarım… Her biriniz cennet hurileri misüllü 70 kat kat güzellikleri ihsan-ı Rabbani ile giyinmişsiniz. Rabb’imiz dünya ahiret sizlerle Efendimize (a.s) ve bütün sevdiklerine ve Zat’ına vasıl eylesin… Amin, amin velhamdulillahi Rabbil alemin.

Yürüyüşün kardeşlerinle Rabb’imizin rızasınadır.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir