Clicky

Rahmet Eseri

Ahmet Feyzullah Özkul,   09.12.2020 / ÇEKMEKÖY

Bir damladır rahmet, göklerin sağıp yerlerin emdiği. 

Semanın ulaşılamazlığını yerin arzusuyla birleştirdiği.

Her katre bir denizdir rahmetin kucağında. 

Gözünü açtığı an rüşeymin sırılsıklam olduğu.

Çiğ tanelerinde bir mücevherdir rahmet reşhası. 

Yaprakların üstünde berceste misal hayata dönüşen kimya gibi.

Hep sığınmadır, güvendir, korunaktır, kaynaktır, gıdadır sonsuz bir kucaklayış, sıcak bir sarmalayıştır.

Her dokunduğu yeri cennetleştiren, ümitlerle yol açan bir muştudur. 

Sürgit nice menzil ve istikametlerin mebde ve müntehasına, zahir ve batınına, evvel ve ahirine muntazır bekçisidir.  

Musa’nın (A.S.) elinde asa, İsa’nın (A.S.) elinde şifa, Ahmed’in (A.S.) elinde mucize-i çeşme-i mâ’dır.

Çiçek çiçek gökleri ekip biçen, yıldız yıldız yeri süslendiren bir nazardır.

Anaların sinelerinde çağıldayan bembeyaz bir çağlayandır.

Kevser ırmaklarının billurlaşan saflığında dünya nimetlerine sızan bir berekettir.

Güneşin kucaklayarak saçtığı ışık huzmelerinin yedi rengi, ısıtıcı şefkati ve gönle işleyen aydınlığıdır.

Toprak bir rahmet hazinesidir. Her çekirdek o hazineyi doldurur içine ve göklere yükselerek sergiler ziynetlerini.

Su billurluğunda serinletici, besleyici, can katıcı berrak bir menba-ı hayattır. 

Yağmur bulutları yüzen gök gemileridir hep rahmet taşır başımızın üstünde. 

Her katre bir denizdir rahmetin kucağında.

Hem pamuk şekerleri gibi göğü tatlandırıp, temizleyen beyaz süngerler misali.

Hayal balonlarımı bıraktım maviliklere, rahmetin dayeliğine saldım niyetlerimi.

Kadife yapraklı gülleri öpen dudakları dikenlerden koruyan sevdalı bir şefkat yüreğidir.

Bağışlanası cürümlerin nedamet avucunda tuttuğu merhamet sularıdır; yıkar, yok eder…

Yumuşayan cidarların hayat dolan nefeslerini içine çekerek ölüm kalım git-gelinde.

Soluduğumuz rahmettir, aldığımız rahmet, verdiğimiz rahmettir.

Bedenin damarlarında dolaşan o kırmızı can suyu rahmet götürür her bir hücreye.

Rahmet, sonsuza uzayıp giden perakende heveslerin içinde bütününü içine alan yekpare emeldir, umuttur.

Geçmiş ve gelecek gaybı içinde anın dokunduğu varlık kaynağıdır.

Mevcudatı kuşatan, bakıp besleyen, ayrımsız, iltimassız kanatları altına alan müşfik bir nazardır.

Zerrelerden kürelere erişen, kürelerden zerrelere inceleşen, ilmik ilmik örülmüş kâinatın kundağıdır.

Sevenlerin sevgilerine çerağ olan, dostlukların bezminde beka olan, kavuşanların kollarında lika olan bir sırdır.

Beklentisiz muhabbetlerin mayası, hakikat aşkının duası, gönül aynalarının cilası, kulluk saraylarının pek alasıdır.

Sabır ve sadakat burcunda bir güneş, şükür ve şefkat kuşağında bir kehkeşandır.

Asumanı kaplayan kırk binler katlı cilvelerle sarılı atlastan bir libastır Rahmet.

Körpe sürgünlerin taze yeşilliğine bürünen salkım söğüttür. 

Rahimlerdeki yavrulaşan nutfelerin kaderini kalpçiğine yerleştiren tıpırtılardır. 

Kıpırdayan toprakta, ılıklaşan rüzgârda, berraklaşan suda, gülen güneşte baharın ayak sesleridir.

Gaybın görünmez insicamının varlığa serpilmiş lahut tozu. 

Tenteneli tüllerin altından şefkat pırıltılarıyla kendini gösterdiği yakîn çehresidir.

Acıların son bulduğu, soruların cevap bulduğu, müştakın karşılık bulduğu, beklentisizliğin hayat bulduğu bir duraktır. 

Rahmet, Rahman ve Rahim Allah’ın kâinattan insana hatt-ı ittisalinin en has unvanlarla besmelede işlenmiş esrarlı nakşıdır. 

Asumanı kaplayan kırk binler katlı cilvelerle sarılı atlastan bir libastır Rahmet.”

Kuran hakikatlerinin nurunu neşreden ikliminde azam mertebede gönüllere şevk ve teselli veren inşirahtır. 

Bütün zorlukların sinesinde söndüğü, dayanma gücünün parladığı, merhamet ve metanet ocağıdır. 

Şerha şerha yarılan yüreklerde, sürgün görmüş bedenlerin hicret edeceği bucağıdır, Medine’sidir.

Bir lem’a içinden akseden koca galaksilerin şemsleri, şumusları, nücumları misüllü bir kâinat aynasıdır.

Hakikati hakikat, gerçeği gerçek, doğruyu doğru, hakkı hak olarak gösteren bir tecelli endamıdır.

Bütün renk diyagramının görünen, görünmeyen bütün tonlarını hayatta saklanan cümbüşüyle gösteren pertavsızı. 

Seslerin yelpazesinde mikroptan gergedana, atomdan nebulalara kadar duyumların frekans sağlayıcısıdır.

Kâinat kasidesinin olmazsa olmaz kafiyesi, bütün varlığın süzülmüş safiyesi, tüm eşyanın mana-i harfiyesidir. 

Âlemlerin varlık sebebi olan Zât-ı Nûr-u Muhammed’i (A.S.) mücessem, müşahhas, mukaddes, muhteşem, mahbup, mevhibe bir Rahmettir.

Kuran rahmetle okunur, peygamber rahmetle olunur, melek rahmetle dokunur, gönlü iman doyurur.

Ve âlemleri Rahmeten lil âlemin doldurur…

                                                                                          

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir