Clicky

Gençlerin Hizmetine Koşmak

Ahmed İhsan Genç’ten Açık Mektuplar Serisi

Esselamualeyküm ve Rahmetullah

Kardeşim,

Siz de görüyorsunuz ki, bizim gibi insanlar zamanla yarışamıyor. Yarışmak şöyle dursun zamanın hızına muvazi hareket edebildiğimiz de söz konusu olamaz. Sizler gibi genç kardeşlerimin, bizim gibi bayatlamış nesile göre daha hızlı, daha aktif olabilmesine milletimizin, dinimizin ve devletimizin istikbali bakımından çok ihtiyaç var. Çünkü bu âlem insan için olduğundan her şey, her hizmet, insan ile doğrudan alakalı. Öyle ise insanın mesul olduğu her hususta kendine çeki düzen vermesi lazım. Başka bir izah şekli ile yükselecek bir milletin her davası için fertlerinin terakkileri zamanîlikleri de nazara alınarak iyi planlanmalı. Ah ki yapılabilse…

Başka vesilelerle de söylemiştim: Hususi dairemizde ders halkamızda bulunanlar iyi insan diyebileceğimiz vasıflara bazen kısa zamanda sahip oluyorlar. Bu bir nimettir. Bu nimete karşı şükürsüz de değiliz. Ancak mevcuda, kazanılmış kazançlara kanaat edip istirahat döşeğine uzanamayız. Eskiler benim gibi ihmalci ve pasif kimselere, “Oğlum, kalırsan el beğensin, ölürsen yer beğensin“ derlerdi. Özel muhasebemde gördüm ki, halen ne el beğenecek ne de yer beğenecek bir kişilik sahibi olamadım. Böyle olmakla beraber siz genç kardeşlerimin benim durumuma düşmemeleri için ihmalciliklerine, nefsî uyuşukluklarına katiyen tavizkâr olmamalarını tavsiye ederim. Siyer ve sünnette hatta nur dairesindeki hizmette güzel örnekler var. O örneklerden faydalanabilmek için bilgi, birikim ve basiretiniz kifayet eder zannederim. Ben kendim zamana karşı Rabbimin bu aciz kuluna tahsis buyurduğu ömürden çok az faydalandım. Utanarak söyleyeyim ki, yıllarım birer gün gibi geçip gittiler. Sizler, inşallah zamana ihtiyaç gösteren her türlü faaliyet ve hizmetleriniz için akıllıca planlar yapıp uygularsınız. Bu planlama ve uygulaması en şiddetli bir mükellefiyettir. Halk arasında “yatan ata yem yok veya çalışkan eşeğin boynu çıngıraklı olur“ derler. Belki çalışkanlığına orantılı olarak semeri de süslendirilir. El ve dil birliği ile uzun ömürlü olmayı talep ederiz. Bence meyvedar ve bereketli olmasını da yalvarmalıyız. Üstadımız seriüs-seyir olan zamanın evladından bahsederken, bizleri zaman israfından kurtarmaya, maksudumuz olan menzillere daha süratli varabilmeye çağırıyor. Çalışkan çocuklar, olgun büyükler gibi değerli olduğu malum. Kendisini atalet hususunda avutup uyutan yaşlıları, bilakis hareketli oldukları zaman ihtiyarlık onları yatağa çakamaz.

Kardeşim,

Gençlerimizi, istidatlarını cevherî değer olarak görüyorum. O cevherî değerlerinin çar-çur edilmesine, belki hiç inkişaf etmeden kayba uğramasına göz yaşı dökecek kadar üzülüyorum. Her bir gencimiz istidat zenginliği bakımından en büyük bir hazinedir. Eğer bunlar daha faydalı bir zenginliğe terakki ettirilmezse, toptan mesul oluruz. Rabbimiz her biri için, bu güzel ve büyük insan namzetlerine, “düşüncesizce nasıl çürüttünüz, sizlerin aklınız neredeydi“ diye bizi hesaba çeker.

Bilvesile, ruhî ve bedenî ataleti üzerinizden tozları silkeler gibi silkeleyip hizmete koşacağınıza ümidim var. Sakın ha küçük işlerle oyalanıp küçülmeyiniz. Sizler sokaklarda oynaşan oyun uşakları değilsiniz. Selam ve dualarımla gözlerinizden öperim.

Ahmed İhsan GENÇ

(Bu mektup telefon görüşmesiyle Kâmil Jiliptay’a yazdırılımıştır.)

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir