Hikmet
Hikmet, annesinin bütün uyarılarına rağmen bilgisayarın başından ayrılmıyor, onu bıraksa cep telefonuna el atıyordu. Okulun olmaması ona büyük bir fırsat olmuştu. Gençliğe yeni yeni adım atıyor olması da onu adeta.
Hikmet, annesinin bütün uyarılarına rağmen bilgisayarın başından ayrılmıyor, onu bıraksa cep telefonuna el atıyordu. Okulun olmaması ona büyük bir fırsat olmuştu. Gençliğe yeni yeni adım atıyor olması da onu adeta.
Bir ZAT tanıyorum, öyle merhametli ki… Her şeyi kuşatmış rahmetiyle. Bir ZAT tanıyorum, kudreti sonsuz… Hiçbir şey O’na zor değil. Bir ZAT tanıyorum, her şeyi hikmetle yapıyor… Hiçbir şey boş.
Ben de müfterihim onu tanımaktan… En kutsal yolculukta nasip oldu Ahmet İhsan Ağabey’imizle tanışmak. “Kim ne ile ünsiyet ederse onun nişanını taşır”[1] kuş sütünde bize ikram ettiği sözü gibi tanıdım.
Kardeşlerim hususî âlemimde birer çiçek… Yok yok! Birer meyveli ağaç… Yok yok! Birer zengin bahçe… Yok yok! Birer dünyalık cennet… Yok yok! Ebedî cennetten saadetli birer köşe gibidir. Belki de.
Güzel güneşli bir gündü. Yaşlı adam her sabah yaptığı gibi evinin hemen yakınındaki parka yürüyüşe çıkmış dinlenmek için bir banka oturmuştu. Bir süre sonra parkın sakinlerinden sevimli bir kedicik hemen.
Lale, Hilal ve Allah ebcedleri aynı. Hilal gök lalesi, lale yer hilali… Lale aşk şarabının kadehi olmuş. En popüler ve en kültürel aynı zamanda da entelektüel bir çiçektir Lale… Öyle.
Bu zatın hikâyesini yıllar evvel Ahmed Ağabey’den dinlemiştim, bu hikâye bende çok derin izler bırakmıştır. Bu zat Antep’te 70 yaşlarında 3 defa hac yapmış birisiymiş fakat sonrasında yoldan fena.
Şu sıralarda dostluklar üzerinde ciddi olarak, mümkün olabildiğince derinlikli düşünmeye başladım. Dostlukların şahıstan şahısa büyük farklar gösterdiğini anlamakla beraber genelinde zarurî ve mecburî olan büyük bir makam ve merkeze bağlanabilmişse.
Âdem peygamber, nefis zevkine bir adım attı, cennetin başköşesinden ayrılma zinciri, boğazına geçti. Melek, Şeytandan kaçar gibi ondan kaçmaya başladı. Bir lokma ekmek için ne kadar gözyaşı döktü. Gerçi cüret.
Refref'e hoşgeldiniz!